Allah mülkünü ve azametini seyretmem için beni davet etti.
Burak isimli cennet mahluklarından biri vardı.
Cebrail'in getirdiği kemeri belime bağladı ve tacı da başıma koydum.
Burak'ın üzerine bindim.
Burak nurdan kanatlarını çırpa çırpa ve kainatı nura garkederek uçuyordu.
Hemen içeri nurdan bir yiğit girdi, karşımda el pençe divan durdu.
Gördük ki nurdan bir merdiven kurulmuş göklere doğru uzanıyordu.
Sen burda eğlenme, gök ehli seni bekliyor.
Kainatta olacak şeylerin hepsini seyrettim.
O sırada perdeden bir el uzandı ve beni içeri çekti. Büyük bir melekti.
Refref beni aldı Arşa, bir çok nurdan perdeden geçtikten sonra vardım.
Orada, yer, gök, zaman ve mekan yoktur.
(Alıntı Mustafa Ertuğrulkaan'ın "Ruh ve Ölüm ötesi" adlı eseri)
Burak isimli cennet mahluklarından biri vardı.
Cebrail'in getirdiği kemeri belime bağladı ve tacı da başıma koydum.
Burak'ın üzerine bindim.
Burak nurdan kanatlarını çırpa çırpa ve kainatı nura garkederek uçuyordu.
Hemen içeri nurdan bir yiğit girdi, karşımda el pençe divan durdu.
Gördük ki nurdan bir merdiven kurulmuş göklere doğru uzanıyordu.
Sen burda eğlenme, gök ehli seni bekliyor.
Kainatta olacak şeylerin hepsini seyrettim.
O sırada perdeden bir el uzandı ve beni içeri çekti. Büyük bir melekti.
Refref beni aldı Arşa, bir çok nurdan perdeden geçtikten sonra vardım.
Orada, yer, gök, zaman ve mekan yoktur.
(Alıntı Mustafa Ertuğrulkaan'ın "Ruh ve Ölüm ötesi" adlı eseri)