Yillardir bozbulanik sulari yudumladim
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm k***allari
Yagmur, seni bekleyen bir tas da ben olsaydim
Hasretin alev alev içime bir ân düstü
Degisti hayal kösküm, gözümde viran düstü
Sonsuzluk çiçeklerle donandi yüregimde
Yagmalanmis ruhuma yeni bir devran düstü
Zaman, ayaklarimda tükendi adim adim
Heyûla, bir ag gibi ördü rüyalarimi
Çölde seni özleyen bir kus da ben olsaydim
Yagmur, gülsenimize sensiz, baldiran düstü
Düsmanlik içimizde; dostluklar yaban düstü
Yenilgi, ilmek ilmek dügümlendi tarihe
Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düstü
Çaresiz bir takvimden yalnizliga gün saydim
Bir cezir yasadim ki, yasanmamis, mâzide
Dokundugun küçük bir nakis da ben olsaydim
Sensiz, kaldirimlara nice güzel can düstü
Yarilan gögsümüzden umutlar bîcan düstü
Yagmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
En son, avucumuzdan inci ve mercan düstü
Keske bir gölge kadar yakininda dursaydim
O mücellâ çehreni izleseydim ebedî
Sana sirilsiklam bir bakis da ben olsaydim
Sarardi yesil yaprak; dal koptu, fidan düstü
Baykusa çifte yali; bülbüle zindan düstü
Kâtil sinekler deldi hicâbin perdesini
Istiklâl boslugunda arilar nâdân düstü.
Bazen kendine âsik deli bir firtinaydim
Firtinalar önünde bazen bir kuru yaprak
Ugrunda koparilan bir bas da ben olsaydim
Sensizlik depremiyle hanci düstü; han düstü
Mazluma sürgün evi; zâlime cihan düstü
Sana meftûn ve hayran, sana râm olanlara
Bir belâ tünelinde agir imtihan düstü
Suskunluga dönüstü sokaklarda feryâdim
Tereddüt oymak oymak kemirdi gurûrumu
Bahîra'dan süzülen bir yas da ben olsaydim
Haritanin en beyaz noktasina kan düstü
Kirildi adâletin kilici, kalkan düstü
Mahkûmlar yargiliyor, hâkimler mahkûm simdi
Haklarin temeline sanki bir volkan düstü
Devlerin esrarini aynalara sorsaydim
Çözülürdü zihnimde buzlanmis düsünceler
Oksadigin bir parça k**as da ben olsaydim
Sensiz, tutundugumuz dallardan yilan düstü
Ilkin karardi yollar; sonra heyelân düstü
Güvenilen daglara kar yagdi birer birer
Sensizlik diyârindan püsküllü yalan düstü
Madenî arzularin ardinda seyre daldim
Küflü bir manzaranin çürüyen güllerini
Senin için görülen bir düs de ben olsaydim
Sehirler kâbus dolu; köylere duman düstü
Tersine döndü hersey sanki; âsûman düstü
Kirik bir kayik kaldi elimizde, hayalî
Hazîndir ki, dertleri asmaya ummân düstü
Saatlerin ardinda hep kendimi aradim
Bir melâl zincirine takildi parmaklarim
Yeryüzünde seni bir görmüs de ben olsaydim
Sensiz, ufuklarima yalanci bir tan düstü
Sensiz, kitalar boyu uzayan vatan düstü
Bir kölelik ruhuna mahkûm olunca gönül
Yüzyillardir dorukta bekleyen sultan düstü
Yagmur, birgün elimi ellerinde bulsaydim
Güzellik sâhikasi gülümserdi yüzüme
Senin visâlinle bir gülmüs de ben olsaydim
Tavani çöktü askin; duvarlar üryân düstü
Toplumun gündemine koyu bir isyân düstü
Iniltiler geliyor dogudan ve batidan
Sensizlikten bozulan dengeye ziyân düstü
Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldi adim
Kapaniyor yüzüme aralanan kapilar
Sana hicret eden bir Kureys de ben olsaydim
Yagmur, sayriligima seninle dermâan düstü
Beynimin merkezine ölümsüz fermân düstü
Silindi hayalimden bütün efsûnu ömrün
Bir dönüm noktasinda aklima Rahmân düstü
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm k***allari
Yagmur, seni bekleyen bir tas da ben olsaydim
Hasretin alev alev içime bir ân düstü
Degisti hayal kösküm, gözümde viran düstü
Sonsuzluk çiçeklerle donandi yüregimde
Yagmalanmis ruhuma yeni bir devran düstü
Zaman, ayaklarimda tükendi adim adim
Heyûla, bir ag gibi ördü rüyalarimi
Çölde seni özleyen bir kus da ben olsaydim
Yagmur, gülsenimize sensiz, baldiran düstü
Düsmanlik içimizde; dostluklar yaban düstü
Yenilgi, ilmek ilmek dügümlendi tarihe
Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düstü
Çaresiz bir takvimden yalnizliga gün saydim
Bir cezir yasadim ki, yasanmamis, mâzide
Dokundugun küçük bir nakis da ben olsaydim
Sensiz, kaldirimlara nice güzel can düstü
Yarilan gögsümüzden umutlar bîcan düstü
Yagmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
En son, avucumuzdan inci ve mercan düstü
Keske bir gölge kadar yakininda dursaydim
O mücellâ çehreni izleseydim ebedî
Sana sirilsiklam bir bakis da ben olsaydim
Sarardi yesil yaprak; dal koptu, fidan düstü
Baykusa çifte yali; bülbüle zindan düstü
Kâtil sinekler deldi hicâbin perdesini
Istiklâl boslugunda arilar nâdân düstü.
Bazen kendine âsik deli bir firtinaydim
Firtinalar önünde bazen bir kuru yaprak
Ugrunda koparilan bir bas da ben olsaydim
Sensizlik depremiyle hanci düstü; han düstü
Mazluma sürgün evi; zâlime cihan düstü
Sana meftûn ve hayran, sana râm olanlara
Bir belâ tünelinde agir imtihan düstü
Suskunluga dönüstü sokaklarda feryâdim
Tereddüt oymak oymak kemirdi gurûrumu
Bahîra'dan süzülen bir yas da ben olsaydim
Haritanin en beyaz noktasina kan düstü
Kirildi adâletin kilici, kalkan düstü
Mahkûmlar yargiliyor, hâkimler mahkûm simdi
Haklarin temeline sanki bir volkan düstü
Devlerin esrarini aynalara sorsaydim
Çözülürdü zihnimde buzlanmis düsünceler
Oksadigin bir parça k**as da ben olsaydim
Sensiz, tutundugumuz dallardan yilan düstü
Ilkin karardi yollar; sonra heyelân düstü
Güvenilen daglara kar yagdi birer birer
Sensizlik diyârindan püsküllü yalan düstü
Madenî arzularin ardinda seyre daldim
Küflü bir manzaranin çürüyen güllerini
Senin için görülen bir düs de ben olsaydim
Sehirler kâbus dolu; köylere duman düstü
Tersine döndü hersey sanki; âsûman düstü
Kirik bir kayik kaldi elimizde, hayalî
Hazîndir ki, dertleri asmaya ummân düstü
Saatlerin ardinda hep kendimi aradim
Bir melâl zincirine takildi parmaklarim
Yeryüzünde seni bir görmüs de ben olsaydim
Sensiz, ufuklarima yalanci bir tan düstü
Sensiz, kitalar boyu uzayan vatan düstü
Bir kölelik ruhuna mahkûm olunca gönül
Yüzyillardir dorukta bekleyen sultan düstü
Yagmur, birgün elimi ellerinde bulsaydim
Güzellik sâhikasi gülümserdi yüzüme
Senin visâlinle bir gülmüs de ben olsaydim
Tavani çöktü askin; duvarlar üryân düstü
Toplumun gündemine koyu bir isyân düstü
Iniltiler geliyor dogudan ve batidan
Sensizlikten bozulan dengeye ziyân düstü
Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldi adim
Kapaniyor yüzüme aralanan kapilar
Sana hicret eden bir Kureys de ben olsaydim
Yagmur, sayriligima seninle dermâan düstü
Beynimin merkezine ölümsüz fermân düstü
Silindi hayalimden bütün efsûnu ömrün
Bir dönüm noktasinda aklima Rahmân düstü