Zifiri gecenin bedeniyle, sabaha uyanmaktayım, karşılık beklemeden dört duvara günaydın diyip, susmaktayım. Söyle sence ne yapmalıyım? Sanırım uçurumun kenarında mutlu rolünü oynamalıyım. Çatık mı kaşlarım? Yüzüme sen koy mimiklerimi, ağzımda bıçak darbesi, harabe dudaklarım, anlatamam. Sende elvedala nokta koyup gitme, yalnızca suskun sayfalarda sırdaşım. Bu gücümün yettiği tek şey şuan kendi cinayetim, yanlışlar tecrübe değil, pişmanlıkla sersefilim, aslında suçlu benim, günahlarım sırtımda yer etmiş ki; Nitekim cehennem yolcusu bir misafirim. Dilimiz varmadı, bakilikle suçlayamadık ruhumuzu, insanoğlu uykuda hala, büyüktü kâbusu, egoist tablosu. Sanki güzelmiş gibi dışarı çıkarttığımız küresel lanet olası şehvet duygusu, hayat insanın elinde bir senaryo oynarım karanlıktır koyar.
(Yarınlar simsiyah, yarın denen şey bugünün korkusu, her nefes, kaderimin mahkumu.)
Nakarat
Takvimler tükenmiş, dünya döner ben durgunum. Sevgi bitik, yalnızım. Sefaletimle suskunum. Kör, sağır, hissizsiniz! Anlatmaktan yorgunum. Vakit bitik, (dünyayı terk edip giden bir yolcuyum) dünyayı durdurup ölen bir yolcuyum.
Verse 2
Gün ışığını kapalı odanın perdesiydi göz kapaklarım, dünya durdu diyelim ben o zaman bir yalancıyım. (Ah!) Gündüzüm kör, güneşi görmez, akşamı bekler ah zavallı sabahçıyım. Hey selam! Lirik al intikamım feci, kalem suç unsuru, şimdi çatık kaşlarımı bunu simama siz koydunuz. Maneviyattan bihaber, bin bir nefese mahsussunuz. Hissiyatımın ettiği etki tepki b***r nefsi hikâyelerden tazminatsız kovuldunuz. Tüylerim diken diken batar yine, t**rek bedenime bak, bir köşede sağnak yağışla İstanbul çukuru gözlerim, üzgünüm bakışlarım asma kilit, yüzüme vurulan duygusal çekiç darbesi. Sabaha karşı güneş batınca melodi kafilesi canımı yaktı, durdurmaya çalıştım zamanı akreple yelkovan elimde kaldı, (kaldı!) içimden kaynaklanan eksi 40 derece soğuğa karşı, bıçaklı mücadele intiharla sonuçlandı.
(Yalnızlık simsiyah, kader denen şeyi biz kararttık, her yaşam yalan, günah, acı.)
Nakarat
Takvimler tükenmiş, dünya döner ben durgunum. Sevgi bitik, yalnızım. Sefaletimle suskunum. Kör, sağır, hissizsiniz! Anlatmaktan yorgunum. Vakit bitik, (dünyayı terk edip giden bir yolcuyum) dünyayı durdurup ölen bir yolcuyum.
(Yarınlar simsiyah, yarın denen şey bugünün korkusu, her nefes, kaderimin mahkumu.)
Nakarat
Takvimler tükenmiş, dünya döner ben durgunum. Sevgi bitik, yalnızım. Sefaletimle suskunum. Kör, sağır, hissizsiniz! Anlatmaktan yorgunum. Vakit bitik, (dünyayı terk edip giden bir yolcuyum) dünyayı durdurup ölen bir yolcuyum.
Verse 2
Gün ışığını kapalı odanın perdesiydi göz kapaklarım, dünya durdu diyelim ben o zaman bir yalancıyım. (Ah!) Gündüzüm kör, güneşi görmez, akşamı bekler ah zavallı sabahçıyım. Hey selam! Lirik al intikamım feci, kalem suç unsuru, şimdi çatık kaşlarımı bunu simama siz koydunuz. Maneviyattan bihaber, bin bir nefese mahsussunuz. Hissiyatımın ettiği etki tepki b***r nefsi hikâyelerden tazminatsız kovuldunuz. Tüylerim diken diken batar yine, t**rek bedenime bak, bir köşede sağnak yağışla İstanbul çukuru gözlerim, üzgünüm bakışlarım asma kilit, yüzüme vurulan duygusal çekiç darbesi. Sabaha karşı güneş batınca melodi kafilesi canımı yaktı, durdurmaya çalıştım zamanı akreple yelkovan elimde kaldı, (kaldı!) içimden kaynaklanan eksi 40 derece soğuğa karşı, bıçaklı mücadele intiharla sonuçlandı.
(Yalnızlık simsiyah, kader denen şeyi biz kararttık, her yaşam yalan, günah, acı.)
Nakarat
Takvimler tükenmiş, dünya döner ben durgunum. Sevgi bitik, yalnızım. Sefaletimle suskunum. Kör, sağır, hissizsiniz! Anlatmaktan yorgunum. Vakit bitik, (dünyayı terk edip giden bir yolcuyum) dünyayı durdurup ölen bir yolcuyum.