bir yanım arz-ı miri
bir yanım haraciyye
benim çürüdüğüm zindan
halkların fideliğidir.
benim gömüldüğüm toprak
bin yılların tarlası
yedi iklim
dört bucak
sevda ile sürülen
başağından binbir çiçek getiren
ve kuşların
çiçekleri.
gözleri çapak çapak
aşiret çocukları
zincirde
pusuda tutmaz
türkülerde söylerler.
benim ellerimin hünerinde
yüreği çatal civan
dört bir yanı
sevda ile karılmış
kınalı fatihadır
doğan çocuğun altın çığlığı.
benim atmadığım dağda
ya gece
ya zulum
ya esaret.
cehennemden hınç kuşanıp gelirler
kanlı taçlarında zincirli seher
tan yerinin ağartısı dönektir
ve sınır karakolları
kaçakçı ölülerinden
muhacir halklara derttir
kederdir.
aşiret beylerine intihar
gül yüzlü gelinlere hasrettir.
hasrettir nazlım
hasrettir belalım
hasrettir buruk
çaresiz
uslu
hasrettir:
sapı kiraz dalından
çeliği kırk gün kırk gece
iliklerinden su yemiş
bilgelerden akıl
ululardan dirayet derlemiş
ve aşiret kadınlarından vefa
destanlardan yiğitlik almış
eğri ucu kürt hançer
deli urartu
elleri turuşpa"da başak başak açılan
benim atmadığım dağda
çiledir
öşürdür
ve kelepçedir.
gül açar
meyva verir deng"imiz
elbet
bir türküde söylerler bizi
güneş vurukça açar
zulüm vurdukça düşer
ipe çekildiysek eğer
/be şeref ü zureker
mahabad"tan
rewanduz"a
cizre"ye
ip atıp
kin ördüğünden.
benim göğerdiğim toprak
halkların isyanıdır
şeyh ubeydullah nehri derler adıma
kanım
acılıdır
çaresiz
yorgun
ve yaralıdır.
ve gözlerimin akı
kan akıtır geceye
ve ellerim büzülmüş
felce girmiştir
toprağım kısır
çiçeğim vurgun
yüreğimde
yüreğimin içinde
bir hayın mermidir kölelik.
ne kırlangıç uçar
ne serçe düşer
bir osmanlı paşaları
divan kurup
yargı tutar
bir de
eli kanlı safevi sultanları
idam sehpasına mührümü asar
selam ederim halkıma
baş eğip
el bağlamasın.
benim çatladığım başak
halkların emeğindedir
açılır gönlümün bağı
ya zindandan
ya zulümdan gelirim
al bu ellerimi ateşte kavurm
gülümü
goncamı gecede çürüt
ve zor getir
cefa getir
dayatma getir:
dal ucunda açan tomur
penceremde donmasın
etekleri
etekleri canım eyy
tutuşmuş gelin kızlarım
zindanda zulümde döl tutsun benden.
benim atmadığım dağda
ya zulüm
ya öşür
ya esaret
ubeydullah nehri derler adıma
acılıdır birinci yanım
ikinci yanım cinayet
üçüncü yanım zindandır
işkencedir.
dördüncü yanım akıl sır ermez
göz görür
dil söylemez.
beşinci yanım bebeğimin kaderi
altıncı yanım bir cehennemdir.
umuttur
sevdadır yedindi yanım
sekizinci yanım bilinmez
dokuzuncu yanım kölelikten
onuncu yanım ihanettendir.
benim yürüdüğüm sırat
dijle"de köpük köpük
fırat"ta meddir, cezirdir.
ve mezopotamya"nın yeşil yüreği
demiri döve döve
mermeri oya oya
duvarı dele çıka
baharın bereketinde
süren filizindedir.
ne güz gelir yaprağının ucuna
ne kış tutar köklerinin dilini
benim çürüğüm zindan
halkların fideliğidir.
bir yanım haraciyye
benim çürüdüğüm zindan
halkların fideliğidir.
benim gömüldüğüm toprak
bin yılların tarlası
yedi iklim
dört bucak
sevda ile sürülen
başağından binbir çiçek getiren
ve kuşların
çiçekleri.
gözleri çapak çapak
aşiret çocukları
zincirde
pusuda tutmaz
türkülerde söylerler.
benim ellerimin hünerinde
yüreği çatal civan
dört bir yanı
sevda ile karılmış
kınalı fatihadır
doğan çocuğun altın çığlığı.
benim atmadığım dağda
ya gece
ya zulum
ya esaret.
cehennemden hınç kuşanıp gelirler
kanlı taçlarında zincirli seher
tan yerinin ağartısı dönektir
ve sınır karakolları
kaçakçı ölülerinden
muhacir halklara derttir
kederdir.
aşiret beylerine intihar
gül yüzlü gelinlere hasrettir.
hasrettir nazlım
hasrettir belalım
hasrettir buruk
çaresiz
uslu
hasrettir:
sapı kiraz dalından
çeliği kırk gün kırk gece
iliklerinden su yemiş
bilgelerden akıl
ululardan dirayet derlemiş
ve aşiret kadınlarından vefa
destanlardan yiğitlik almış
eğri ucu kürt hançer
deli urartu
elleri turuşpa"da başak başak açılan
benim atmadığım dağda
çiledir
öşürdür
ve kelepçedir.
gül açar
meyva verir deng"imiz
elbet
bir türküde söylerler bizi
güneş vurukça açar
zulüm vurdukça düşer
ipe çekildiysek eğer
/be şeref ü zureker
mahabad"tan
rewanduz"a
cizre"ye
ip atıp
kin ördüğünden.
benim göğerdiğim toprak
halkların isyanıdır
şeyh ubeydullah nehri derler adıma
kanım
acılıdır
çaresiz
yorgun
ve yaralıdır.
ve gözlerimin akı
kan akıtır geceye
ve ellerim büzülmüş
felce girmiştir
toprağım kısır
çiçeğim vurgun
yüreğimde
yüreğimin içinde
bir hayın mermidir kölelik.
ne kırlangıç uçar
ne serçe düşer
bir osmanlı paşaları
divan kurup
yargı tutar
bir de
eli kanlı safevi sultanları
idam sehpasına mührümü asar
selam ederim halkıma
baş eğip
el bağlamasın.
benim çatladığım başak
halkların emeğindedir
açılır gönlümün bağı
ya zindandan
ya zulümdan gelirim
al bu ellerimi ateşte kavurm
gülümü
goncamı gecede çürüt
ve zor getir
cefa getir
dayatma getir:
dal ucunda açan tomur
penceremde donmasın
etekleri
etekleri canım eyy
tutuşmuş gelin kızlarım
zindanda zulümde döl tutsun benden.
benim atmadığım dağda
ya zulüm
ya öşür
ya esaret
ubeydullah nehri derler adıma
acılıdır birinci yanım
ikinci yanım cinayet
üçüncü yanım zindandır
işkencedir.
dördüncü yanım akıl sır ermez
göz görür
dil söylemez.
beşinci yanım bebeğimin kaderi
altıncı yanım bir cehennemdir.
umuttur
sevdadır yedindi yanım
sekizinci yanım bilinmez
dokuzuncu yanım kölelikten
onuncu yanım ihanettendir.
benim yürüdüğüm sırat
dijle"de köpük köpük
fırat"ta meddir, cezirdir.
ve mezopotamya"nın yeşil yüreği
demiri döve döve
mermeri oya oya
duvarı dele çıka
baharın bereketinde
süren filizindedir.
ne güz gelir yaprağının ucuna
ne kış tutar köklerinin dilini
benim çürüğüm zindan
halkların fideliğidir.